... Shiloh gelene kadar; ve insanların toplanışı ona olmalı.
(Yaratım 49:10)
<1>Açıklandığı gibi, ruhani kral (asa) Yahuda kabilesinden gelmeliydi ve de böyle oldu. <2>Yahuda Kabilesinden olan İsa Christ beklenen Mesih olarak geldi.
<3>Onun ruhani mesajı Dünya Üzerinde Cennetin Hükümdarlığını ) kurabilmek için , fedakârlığın – alçak gönüllü olmak – gerekli olduğuydu.
<4>Fakat gelişinin tarihsel etkisi Yakup (İsrail) tarafından kehanet edildiği gibi Yahuda kabilesine verilmiş olan asa sözünü bitirmekti.
Böylece ben sana derim, Yaradan’ın Hükümdarlığı senden alınmalı ve bir ulusa verilmeli...
(Matta 21:43)
<5>Böylece kehanetlerin bu bölümü yerine getirilmişti. Bundan sonra Yahudilere ne olduğunu okumak için, bakınız Yahuda Evi (Yahudiler).
<6> İsa ayrıca insanların bir araya toplanması kehanetini de yerine getirmiştir. O merkez oldu ve kendisinin sancağı altında (Hıristiyanlık) batıya göç eden İsrail Evini (insanlarını) bir araya topladı.
<7>Böylece İsa üç boyutlu bir görevi yerine getirmiş oldu: (1) kendisinin ruhani mesajı (fedakarlık), (2) Yahuda’ya verilmiş olan sözlerin yerine getirilmesi ve (3) insanları bir araya toplama.
4th150c.gif (2616 bytes)
<8>Açıklandığı gibi İbram’a verilmiş olan sözler İbrahim’in Hacer’den olan oğlu İsmail içindi. İsmail Arapların babasıdır. Bu yüzden onlarda büyük bir toprak parçasına sahip olmalı ve sayıları “dünyanın tozu kadar çok olmalıydı; yani eğer birisi dünyanın tozunu sayabilirse ancak o zaman onlarında sayısını sayabilecekti”. (Yaratım 13:16). <9>Ayrıca onlara büyük bir Peygamber ve kralsal ruhani bir kişilik (asa) gelecekti.
<10> İsa’nın (Shiloh) gelişi ile İbrahim’e verilmiş olan kralsal ruhani varlık gelmesi sözü bitirilmişti ve İsa’nın kehanet ettiği gibi "Yaradan’ın hükümdarlığı onlardan alınmalı" ve başka bir ulusa verilmeliydi (Matta 21:43). Bu yüzden asa ve kanun koyuculuk Yahuda kabilesinden alındı ve başka bir ulusa verildi. Bu ulus Araplardı. Ruhani kralsal kişilik Muhammet idi. Ruhani doğru v kanunlar İslam (islms15c.jpg (912 bytes)) ve Kuran idi. <11>Bununla başka bir kehanet daha yerine getirilmiş oldu ve tarih Yaradan’ın olacağını söylemiş olduklarının gerçekleştiğinin şahididir. Ayrıca O’nun Rızası (Niyeti) olmadan hiçbir şey olmaz. Yani eğer bir kişi büyük bir dini kurabiliyorsa, bu O’nun Rızasıyladır, bazı insanlar bunu anlamasa veya bundan hoşlanmasa bile.
<12> Muhammet Peygamber’in ruhani mesajı "İslam" kelimesinin kendisinden anlaşılabilir. İslam Rab’in Niyetine teslim etmek ve boyun eğmek anlamına gelen "teslim" kelimesinden gelir.
<13>"Teslim etmek" işi yapmak, O’nun Niyetini en iyi şekilde takip etmeye çalışmak ve daha sonra sonucu da Rab’e teslim etmek anlamındadır. Bu şekilde sonuca bağlılık kalmaz ve bu da Karma (faaliyet) Kanununun bağlayıcı gücünden özgür olmanın yoludur.
<14> Teslim etmekten daha da iyisi bizim aracılığımızla O’nun Niyetinin yapılması için bir araç olduğumuzu düşünmek anlamına gelen "boyun eğmektir". Böylece biz O’nun bizim aracılığımızla faaliyeti gerçekleştirmesine izin veririz. Bu şekilde düşününce “ben” kalmaz ve “Yapan”, “faaliyetlerimizin sonucunu teslim etmiş olduğumuz O” ve “Yapılmış Olan” Bir veya O olacaktır. Böylece bir kişinin yapmış olduğu etkiye (faaliyet) bir tepki kalmaz ve sonuca bağlılık oluşmaz çünkü yapan “ben” değildir. <15>Sonuca bağlanacak bir “ben” kalmamıştır. Böylece faaliyet yapılmıştır, O’nun Niyeti yapılmıştır ve aynı zamanda kişi faaliyetin sonucundan bağımsızdır çünkü yapan kendisi değil fakat O’dur.
<16> Teslim ederken hala teslim eden bir “ben” ve sonucun teslim edildiği bir “O” vardır. Fakat boyun eğmede sadece O vardır. Yani “ben” “O’na” çözülmüştür ve “ben” ve “O” BİR olmuştur. <17>Bununla Yaradan ile aynı olmak olan ruhani ilerlemenin hedefi gerçekleştirilmiş olur. Bu hedef Yaradan ile bütünleşmek değildir, O’nunla aynı olmaktır (O’nun suretinde) veya Yaradan’ın özelliklerini var edebilmektir. <18>Bu en yüksek ruhani kavramadır.
Sıradaki